- Katılım
- 14 May 2025
- Mesajlar
- 433
- Puanları
- 187
- Yaş
- 46

Ülkemizde bu konuda bilinen birçok yanlış vardır. Tıbbi kenevir, dişi kenevirlerden elde edilen yağlara veya ürünlere denmez. Tıbbi kenevir; Yüksek oranda CBD içeren ve %0,3 THC'yi geçmeyen bitkilere denir.
Tıbbi kenevirin ingilizcesi hemp'tir. Günümüzde gelişmekte olan kenevir pazarında CBD'nin faydaları keşfedildiğinden beri pazar daha da büyümüştür çünkü CBD, THC gibi psikoaktif bir madde değildir ve etkileri çok daha faydalıdır. Bu türdeki bitkiler de dişi kenevirden elde edilmiştir ama laboratuvar ortamında.

Tıbbı kenevirlerde tıpkı dişi kenevir bitkileri gibi sömek yaparlar. Daha sonra bu sömekler damıtılarak yağları çıkartılır ve bu yağlar sağlık, kozmetik gibi birçok alanda kullanılır.

Bu maddenin tercih edilmesinin sebeplerinden en büyüğü faydaları ve kolay elde edilmesidir. Bilindiği üzere kısa dönem bitkiler 3-4 ay gibi kısa bir sürede ürün verebilmektedir ve bunu keşfeden büyük devletler bundan hemen faydalanmaya başlamıştır.
Günümüzde Amerika ve Kanada gibi bu işteki büyük güçler, günde yüzlerce ton kenevir damıtarak bu ürünleri elde edip, pazara sürerek yüksek oranda para kazanmaktadırlar.
Ülkemizde çok ilkel bir biçimde buna izin verilmiş ancak üretime kalkışan tecrübeli insanlar birçok zorluklarla karşılaşmıştır. Herşey de olduğu gibi ülkemizde, bu konuda da çok büyük bir gerilik ve boşluk var. Bu boşluğu doldurmak isteyen birçok uyanık, insanları bu konuda kandırmakta veya kabaca tabirle dolandırmaktadır.
Ülkemizde özel izinle yetiştirilen türler ise sadece ip ve halat üretimine müsait türdeler ve CBD oranları çok düşük. Bu noktada devletin çalışma yapması gerekiyor ki yapılıyor ancak üniversitelerimiz dünyanın çok gerisinde. En büyük sebebi ise bu işte gerçekten bir şeyleri başarmış olan insanları dışlamaları ve kendilerinin sıfırdan öğrenme çabalarıdır. Bizler bu teknolojiden yararlanabilmek için şu anda bu işle ilgili hiçbir bilgisi olmayan insanların (Çoğu hala kenevir bitkisine uyuşturucu gözü ile bakıyor) önce işi öğrenmesini, sonra bu işi yaparken hatalar yapmasını ve bu hatalardan ders çıkartmasını bekliyoruz. Kısaca özetlemek gerekirse bu işin Türkiye’de gerçekten oturması için 30 yıl gerekli. Bu yollardan geçen insanlar var ancak onlara devletimizin kapısı ne yazık ki kapalı.